Imre Karácson Kütüphanesi

null

Türkiye'de Macar kültürünü en kapsamlı biçimde temsil eden Macar Kültür Merkezi'nin kütüphanesinde yaklaşık üç bin adet kitap mevcuttur. Sürekli genişleyen koleksiyonumuz, klasik ve çağdaş Macar edebiyatı, tarihi, dilbilimi, müziği ve güzel sanatları üzerine Macarca, İngilizce, Türkçe, Almanca ve Fransızca eserler içermektedir. Raflarımızda Türkçe'ye çevrilmiş Macarca eserler ve Türkiye'de yayınlanmış, Macaristan ile ilgili kitaplar da bulunmaktadır. Enstitümüzün çocuk kütüphanesi bölümünde ise Macar çocuk ve gençlik edebiyatından eserler yer almaktadır.

Kültür merkezimizin kütüphanesinde istediğiniz kitapları hoş ve rahat bir ortamda okuyabilirsiniz ve sonradan da lazım olan sayfaları mail adresinize gönderebilirsiniz. Misafirler wi-fi ve tarayıcımızı da ücretsiz olarak kullanabilir.

Karácson Imre (19 Şubat 1863, Torna – 2 Mayıs 1911, İstanbul, Türkiye)

Osmanlı tarihçisi, Osmanlı arşiv çalışmalarının öncüsü, din adamı. Orta öğrenimini Veszprém, Sopron ve Győr’de; teoloji eğitimini de Budapeşte Merkez Papaz Yetiştirme Enstitüsünde tamamladı. 1885 yılının Temmuz ayında Győr’de Katolik papaz olarak takdis edildi. 1888’de teoloji doktoru oldu; bir sene sonra Győr Kraliyet Katolik Öğretmen Okuluna öğretmen (1889); daha sonra 1891’de ise aynı kuruma müdür olarak atandı. 1900’lerin başında kendi isteğiyle Pér köyü kilisesinin papazı oldu. 1906’da Győr Küçük İlahiyat Enstitüsüne atandı. Imre Karácson’da – o zamanki birçok yurttaşı gibi – 1877–1878’de Macaristan’ı kasıp kavuran Türk dostluğu Türkolojiye ilgi uyandırdı. O dönemde Türk diliyle ve genelde Doğu tarihiyle ilgilenmeye başladı. 1890’lı yıllarda çok defa Balkanlar’a ve Anadolu’ya seyahat etti; bu arada iyi Türkçe öğrendi. Türk kaynaklarını Macarcaya çevirmesinde ve neşretmesinde ciddî rol oynayan meşhur Ármin Vámbéry (→) ile temasa geçti. Vámbéry’nin teklifiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin 6. cildin neşrine dahil olup İstanbul baskısına katıldı. 1902’de Macar Bilimler Akademisi kendisine bu cildin Macarcaya tercümesi görevini verdi, bu eseri 1904’te yayımlandı. Aynı dönemde Osmanlı ve Macar hükümetleri arasında Türk topraklarında ölen Ferenc Rákóczi’nin naaşının 1906 yılında eve getirilmesi üzerine müzakereler başlamıştı. Bu dostane atmosferde Sultan II. Abdülhamit, Macar bir heyetin Türk–Macar ilişkileri, bilhassa Rákóczi ve Thököly mültecileriyle ilgili olarak İstanbul’da arşiv araştırmaları yapmasına yönelik Macar ricasını onayladı. Macar Hükûmeti, Balkan uzmanı Lajos Thallóczy’nin teklifi üzerine bu görevi Imre Karácson’a tevdi etti. Karácson, 6 Nisan 1907’de İstanbul’a geldi ve orada çeşitli arşivlerle kütüphanelerde 2 Mayıs 1911’deki ölümüne dek araştırmalarda bulundu. Cenazesi Macar devleti tarafından memleketine getirildi; Győr şehri ise 14 Mayıs günü kendisine bir cenaze töreni düzenledi.

Karácson, Avrupa tipi arşiv araştırmalarıyla acınacak haldeki İstanbul arşivlerinin düzenlenmesini teşvik etti; tarih yazımı faaliyetleri ve Türk fikir hayatıyla sürdürdüğü ilişkileriyle ise çağdaş Türk tarih yazımının kurumsal düzeninin doğmasına yardım etti. Tarih-i Osmanî Encümeni çalışmalarına haricî üye olarak katıldı. Kurumun süreli yayını Tarih-i Osmanî Encümeni Mecmuası’nın çıkmasına (Nisan 1910) katkıda bulundu ve dergiye aralarında Türk matbaasının kurucusu İbrahim Müteferrika hakkındaki de olmak üzere çok sayıda makale yazdı. İkdam gazetesinin editörü Ahmet Cevdet, Ahmet Midhat Efendi ve Ahmet Refik gibi isimlerle yakın ilişkiler geliştirdi.

Araştırmaları esas olarak Rákóczi’nin ilticasıyla ve Osmanlı Macaristanı dönemiyle ilgili Osmanlı arşiv belgelerin ortaya çıkarılmasına yönelmiştir, ama çeşitli zorluklar ve engellerden ötürü bu araştırmalarına ara vermek zorunda kaldığı dönemde Macarlar açısından önemli kaynaklar buldu. (Bunlar daha sonra ayrı ciltler olarak yayımlandı). Arşivden gelecek izni beklerken Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin o zamanlar henüz yayımlanmamış 7. cildini, kısmen özetleyerek Macarcaya çevirdi; Macar Bilimler Akademisi bu cildi 1908’de yayımladı. Ayrıca İbrahim Peçevî ve Katip Çelebi gibi önemli Osmanlı tarih yazarlarının kroniklerini ve kronik bölümlerini de Macarcaya tercüme etti. Bu çalışması, eserlerinin çoğunluğuyla benzer olarak, ancak vefatının ardından yayımlanabildi. İstanbul’daki ikameti sırasında yaşananlar ve araştırmaları hakkında düzenli olarak Macar bilimsel dergilerinde değerlendirmelerde bulundu. Macar hükümetinin ricasıyla Bosna’nın ilhakından ötürü infiale kapılan Türk kamuoyunun yatıştırılması gibi bazı diplomatik görevler de yerine getirdi. 1908 Temmuz Jön Türk Devrimi’nin ve sonrasında vuku bulan büyük değişimin tanığı oldu. Türkiye anılarını ve tecrübelerini günlüğünde ve çok sayıda özel ve resmî mektuplarında miras bıraktı – bunlar Türkiye ve Türkiye’nin yazgı döndüren zamanlarına ait orijinal ve birincil kaynaklardır. İlk defa İstanbul’da bir Macar bilim enstitüsünün kurulmasına yönelik ihtiyacı dile getirdi. Haklı biçimde, kendi neslinden sonra gelen çağdaş Türk–Macar bilimsel ve siyasî ilişkilerinin kurucularından biri olarak unutulmadı.